HASTANE BAHÇESİNDEKİ AĞAÇLAR KESİLDİ; “DURMAK YOK, RANT’A DEVAM!”
Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi bahçesinde bulunan ağaçlar aylardır süren tartışmaların ardından ve bütün karşı çıkışlara rağmen 13 Ekim 2014 günü gizlilik içinde kesildi. İsrarlı karşı çıkışlara, düzenlenen etkinliklere, basında yer alan haberlere yetkililer her zamanki gibi hiç itibar etmediler. Aynı yetkililer sorulara cevap vermeye ve kamuoyunu bilgilendirmeye de ihtiyaç duymadılar. Söylenen ve bilinen tek şey, o alana ek kadın doğum hastanesi yapılacağı ve ihalenin yapılmış olmasıydı.
İşin özü bu “ihale” sözcüğünde gizliydi. İş planlanmış, para belirlenmiş, kimin yapacağı, daha doğrusu parayı kimin alacağı belli olmuş, komisyonlar paylaşılmıştı bir kere, bundan dönüş olamazdı. Kamu düzeni dedikleri “rant düzeni” üç beş kişinin itirazı ile bozulmazdı, böyle buyurmuştu sermaye.
Kamu hastanelerini şehir dışında toplulaştırma planı varmış, o alan deprem riskine karşı bölgedeki tek toplanma alanıymış, aynı hastanenin ağaçların kesilmesini gerektirmeyen daha uygun alanı varmış, üstelik aynı hastanenin kiraya verdiği başka alanı varmış, o bölge dört hastanenin olduğu bir sağlık kompleksi olduğundan yeşil alansız tedavi süreci olmazmış ve o bölgede yıllarca sürecek bir inşaat sağlığı, tedavi sürecini olumsuz etkilermiş, bütün bunlar kimin umurunda?
Sorsanız, “kamu yararı için kestik ağaçları” diyeceklerdir. Bir başka sihirli sözcük de bu “kamu” sözüdür. Kimdir “kamu”? Sağlık Bakanlığı ihale komisyonunda olanlar ve Adana İl Sağlık Müdürü müdür “kamu”? Kamuoyunu oluşturan, başta halk olmak üzere birçok meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu aylardır seslerini yükseltttiler ve “yapmayın bu işi, kesmeyin ağaçları” dediler oysa. Kadim devlet anlayışı ise alışıldık biçimde “biz sizin için neyin iyi olduğunu sizden iyi biliriz” diye cevap verdi ağaçları keserek. Bir kere daha görüldü ki; “demokrasi” bahşedilmiyor, kazanmak için mücadele etmek gerekiyor. Açıklık, şeffaflık, katılımcılık, halkın fikrini sormak, gerekirse referanduma gitmek gibi çağdaş demokratik olgular devlet geleneğimizin genlerinde bulunmuyor.
Yardım istediğimiz Seyhan Belediyesi yetkililerinin de, imar planında o bölgenin “hastane alanı” olarak geçtiğini ve ayrıca “yeşil alan” belirlemesi olmadığı için yasal olarak müdahale etme imkanlarının olmadığını söylediklerini belirtmek isteriz.
Bu arada bizler, Gezi Parkı direnişi yol gösterdiği halde, ağaçları korumak için gerektiği kadar seferber olamadığımızı kabul etmek zorundayız.
Kayıplarımızdan, yenilgilerimizden dersler çıkartarak, ağaç katliamının sorumlularını unutmayıp, aksine teşhir ederek doğamızı, kentimizi, yaşamımızı koruma mücadelesini sürdüreceğiz.
Saygılarımızla.
ADANA ÇEVRE PLATFORMU
16 Ekim 2014